Eskişehir doğal güzelliklerinin, köklü tarihinin ve birbirinden farklı kültürlere kucak açmasının verdiği çeşitlilik sayesinde efsane bir şehir olmayı çoktan başarmış zaten. O yüzden biz uzun uzadıya tarihinden, mutlaka görmeniz gereken yerlerden ya da doğal güzelliklerinden bahsetmeyeceğiz. Bunları zaten biliyorsunuz.
Misafirperver insanları, üniversite gençliğinin kattığı hava ve şehrin her geçen gün kendini daha bir geliştirmesi de anlat anlat bitmez. İşte bu yüzden hepimizin çevresinde üniversite için gidip Eskişehirli olup çıkan, yedi göbek bu şehirde yaşayıp bundan gurur duyan, Eskişehirli olup başka bir şehirde memleket özlemiyle yanıp tutuşan o kadar çok insan var. Ve evet, onlar hiç yanılmıyorlar bu sevgilerinde.
Biz size Eskişehir'e hala gitmediyseniz çok şey kaçırmışsınızdır diyelim kısaca ve o, birbirinden nefis yemeklerinden bahsetmeye başlayalım. Yıllarca pek çok kültürü bünyesinde barındırmış bu muhteşem şehrin yemekleri de elbette tüm bu çeşitlilikten etkilenmiş ve ortaya hamur işlerinden et yemeklerine kadar birçok lezzet çıkmış. Bir deneyenin bir daha yemek isteyeceği, Eskişehirlilerin sofralarından eksik etmedikleri bu yemekler insana bilet aldırır.
Küçük bir not: Tabii siz gidince mutlaka bir Porsuk Çayı etrafında gezinip Odunpazarı evlerini görmeyi ihmal etmeyin. Eskişehir'de sadece yemekler değil, her şey ayrı bir güzel.
İskenderle kapışır: Balaban köfte
Şehrin en ünlü ve lezzetli yemeklerinden olan balaban köfte, minik kareler şeklinde kesilen pidelerin kemik suyu ile ıslatılması, üzerine domatesli bir sos, yoğurt ve tereyağ gezdirilmesi ve son olarak ızgara köftelerin eklenmesiyle oluşuyor. Bize de bu nefis lezzeti doyasıya yemek düşüyor.
Eskişehir'den uzak kalan herkesin burnunda tüten balaban köftesi, üniversiteli gençlerin de şehre aşık olma nedenlerinden. Hatta öyle ki sadece balaban köftesi bile kendini Eskişehirli ilan etmek için yeterli bir sebep.
Doyuruculukta üstüne yok: Yufkalı büryan
Kemikleriyle birlikte haşlanıp ardından kemiklerinden ayrılan bir tavuğun pirinç ve baharatlarla olan muhteşem lezzeti, yufka haline getirilen hamurların arasına saklanıp fırındaki yolculuğuna gönderiliyor. Damaklar için saklı bir cennet olan yufkalı büryan, nar gibi kızarıp fırından çıkınca tam bir ziyafete dönüşüyor. Yanına da mis gibi bir ayran açınca değmeyin keyfimize.
Doğru söylemek önemli: Çibörek
Genel olarak "çiğbörek" olarak bilinse de adı aslında "çibörek" olarak geçen bu lezzet, Kırım Tatarlarının Eskişehir'e en güzel katkılarından. Soğan, kıyma ve çeşitli baharatlardan oluşan karışımın hamurla enfes buluşması sonucu ortaya çıkan çiböreği, sadece kıymalı yemek zorunda da değilsiniz. Eskişehir'de hemen her restoran çiböreği çeşitli malzemelerle farklılaştırarak da sunuyor.
Yanında yoğurtlu ya da salçalı soslardan kullanmanızı da şiddetle tavsiye ederiz.
Tabaklar dolusu yenir: Kıygaşa
Eskişehir'e özgü yemeklerden kıygaşa, aslında pişiye çok benziyor. Ancak hamuruna pişiden farklı olarak çörek otu ekleniyor. Genelde içine bir şey konmadan yapılan lezzet, kimi yerlerde kıyma ile doldurularak daha da nefis bir hale dönüştürülüyor.
Eskişehirliler bilir, özellikle arife ve kandil günleri kıygaşa pişirip komşulara dağıtmak gibi bir gelenek vardır. Eğer Eskişehirli bir komşunuz varsa şanslısınız, siz de mutlaka bu lezzeti tadacaksınız demektir.
Fırından yükselen mis kokunun nedeni: Kavurma börek
Tatar mutfağından Eskişehir'in yemekleri arasına giren kavurma börek, kıyma ve pirincin yağda kavrulup hazırlanan hamurların içine eklenmesiyle yapılır. Yarım daireler şeklinde açılan tek kişilik bol dolgulu hamurlar fırında pişirilir.
Eğer Eskişehirli bir tanıdığınız varsa düğün ve doğum gibi bir kutlamada onlara elinizde kavurma börekle giderek sürpriz yapabilirsiniz. Çünkü Eskişehir'de bu nefis gelenek hala devam ettiriliyor.
Ana yemek olacak güçte: Göceli tarhana
Kabuğu soyulmuş ve kırılmış buğday olan göce ile yapılan bu tarhananın içinde yok yok. Yeşil mercimek, nohut ve yoğurt gibi birbirinden sağlıklı ve besleyici malzemelerle yapılan, göcesi de eksik edilmeyen bu çorbadan bir tabak içip de karnı doymayan, hasta olup da şifa bulmayan olmadı bugüne kadar.
Özellikle Odunpazarı'nda yiyiniz: Haşhaşlı gözleme
Özellikle şehre gelen turistlerin gezi sırasındaki açlıklarını bastırabilecekleri en leziz yöntemlerden haşhaşlı gözleme. Çok ince açılmaması gereken kat kat yufkalar, sıvı yağ ve haşhaştan oluşan karışım sürülerek zenginleştirilir. Ardından pişirilir.
Eğer toprak sacta aslı gibi pişirilen haşhaşlı gözlemeler bulursanız karnınız tıka basa dolana kadar yemekten vazgeçemeyeceksiniz, biz şimdiden söyleyelim.
Eskişehir'in yıldızı: Met helvası
Ana malzemeleri un, şeker, limon, yağ ve su olan met helvası, şehrin en meşhurlarından. İçine çeşitli kuruyemişler ya da kakao koyularak da zenginleştirilen bu nefis tatlının yapımı ise oldukça zor. Bu yüzden iyi bir met helvası yemek için evde yapmak yerine gerçek ustaların çalıştığı mekanlardan almanız iyi olacaktır.
Muhteşemlik bonusu: Kalabak suyu
Su ne alaka diyebilirsiniz, ama bu su bildiğiniz gibi değil. Lezzetiyle neredeyse tüm dünyaya kendini tanıtmayı başarmış bu su, bir Eskişehirli için memleketten uzak kalmanın belki de en zor yanıdır. Kalabak suya bir kez alışınca başka hiçbir su güzel gelmez insana.
Eskişehir'e Atatürk sayesinde gelen bu su, o zamandan bu yana her gün zevkle içilir. Bir kez deneyince Eskişehir'e taşınmayı bile düşünebilirsiniz, öyle enfes.